Bugun...



Yeniden CHP Manifesto 4 / Öneriler

“Dokuz Eylül Hareketi ”nin yayınladığı "Yeniden CHP” başlıklı bir manifestonun 4. bölümü

facebook-paylas
Güncelleme: 03-09-2018 03:00:37 Tarih: 03-09-2018 02:26

Yeniden CHP Manifesto 4 / Öneriler

SORUNUN BAŞI ÜYELİK

Üye, bir partinin ana unsurudur. Üyelik sistemi iyi çalışmayan bir partinin demokratik biçimde yönetilmesi olası değildir. CHP kurulduğu andan itibaren üyeliğe önem veren bir partidir. Tek parti dönemi koşulları da dikkate alınırsa partiye girmenin oldukça zor olduğu anlaşılır. 1974’te yapılan tüzük değişikliğine kadar CHP üyeliğini engelleyen koşullar arasında “Kurtuluş Savaşı sırasında düşmanla iş birliği yapan aileden olmamak” vardı!

 

1974 tüzük değişikliği ile tüzüğe “Merkez Üyeliği” sistemini getirdi. Merhum Ecevit karşı çıkanlara rağmen bunu Kurultay’dan geçirdi. Zaman zaman madde sayısı değişen bazen 11 bazen 12. olan Madde, örgütlerin başına belâ, Genel Merkezlerin de gayri ahlaki bir silahı oldu. Bir gecede yüzlerce üye kaydedildi. Bugün geçmişteki uygulamaları eleştirenler, Sayın Kılıçdaroğlu’nun Tüzük Kurultaylarında bu maddeleri değiştirmek yerine koruduğunu hatırlamalıdırlar.  Eğer samimi olunsaydı Genel Merkezin elindeki bu yetki, örneğin “yılda yüz üye” gibi makul bir sayı ile sınırlanabilirdi.

 

Kılıçdaroğlu Genel Başkan olduktan sonra üye sayısını çoğaltmak için pazaryerlerine üye yazım araçları gönderildi. Genel Merkez girişine bir masa konarak isteyen herkes üye yapıldı. İlçe örgütlerinin üye kayıt yetkisi kâğıt üstünde kalmıştı! Gerekçe, bazı ilçelerin üye kaydında ihmalkâr davranmasıydı! İhmal veya yetkisini kötü kullanan ilçeleri görevden almak yerine tüm örgüt suçlanarak parti yolgeçen hanına çevrildi. Daha da ileri gidilerek Kurultay kararı ile “Elektronik üyelik” tüzüğe sokuldu.

 

“Galiba bu yönetim, üye ile sempatizan arasındaki farkı bilmiyor” diye iyi niyetli düşünenler kısa sürede yanıldıklarını anladılar. Sekiz yıldır üyeliği sağlıklı hale getirmeyen Genel Başkan, “Üye yazımı sağlıksız” diyerek yerel seçimlerde adayları kendisinin belirleyeceğini ilan etti!

Ayrıca bazı il ve ilçelerde yapılan önseçim sonuçlarında etnik/mezhepsel/hemşeri yığınağı yapıldığı görüldü. Tesadüf kazananlar da çoğunlukla Genel Merkezin desteklediği aday adaylarıydı!

ÇARE?

Çare, önce tüm üyelerin sıfırlanması, daha sonra belirlenen takvimlerde eğitime katılmayan, aidatını her ay bizzat partiye vermeyen ve gerekli koşulları yerine getirmeyenlerin üye yapılmamasıdır. Ayrıca partinin aldığı oylara göre o il ve ilçelerde üye kotası belirlenmesidir. CHP’ne üye sayısının çok altında oy aldığımız il ve ilçeler varken bu kota bir zorunluluktur.

Parti içi bütün seçimlerde oy kullanacak üyelerin dışında kalanların adı ise sempatizandır. CHP üyeliği kurumlaştırılmalı ve uygulamada tutarlı davranmalı, ödün verilmemelidir.

CHP’NİN TANIMI VE İDEOLOJİSİ

CHP Nedir?

CHP, emperyalizme karşı savaşarak kurtuluş ve kuruluşu gerçekleştiren bir partidir.

CHP, Atatürk Milliyetçiliğinin; sosyal adaleti ve kalkınmayı temel kabul eden Devletçiliğin; yurttaşların farklı yaşam tarzlarına ve inançlarına saygılı Laikliğin; hümanist ve dayanışmacı Halkçılığın; aydınlanmanın ve demokratik Devrimciliğin partisidir.

CHP ülkemize çok partili yaşamı getirmiştir. Demokrasinin, güçler ayrılığının ve evrensel ölçülerde bağımsız yargı sisteminin ısrarlı takipçisidir.

CHP, dünyada ve ülkemizde uygulanan neo-liberal politikaların izleyicisi olamaz!

Dünyada ve Türkiye’de küreselleşmeyi benimseyen iktidarlar “Neo-Liberal Politikalar” adı altında ekonomik uygulamalar yapmaktadırlar. Bu politikalar, toplumsal eşitsizlik, ekonomik bunalımlar ve gelir dağılımında uçurumlar yaratmıştır. Neo-liberal politikalar iş ve aş sorununa çare bulamayınca cemaatçi ve ayrımcı örgütlenmeler teşvik edilmiş, dikkatler onlara çevrilmiştir.

Küreselleşme yöntemleri, metropol sermayenin kârlılığını sürdürmek için uyguladığı politikaların bütünüdür. Bu amaca yönelik olarak, dünya ekonomileri tek bir pazara dönüştürülmek istenmektedir. Bu da ulusal devletlerin denetim güçlerinin yok edilmesi, en azından sınırlandırılmasıyla olasıdır. 

Türkiye’de tekelci şirketlerin güdümünde neo-liberal politikalar uygulanmaya çalışılmaktadır. Bu bağlamda "Ekonomiyi liberalleştirirsek piyasa dinamikleriyle kendiliğinden kalkınırız. Liberalleşme olmazsa, yabancı sermaye de gelmez" gibi fikirlerle kamuoyu yanıltılmaktadır. Oysa, bugün gelişmiş ülkelerin, liberal küresel sistem ile değil, güdümlü ve koruyucu bir ekonomik düzenle bu düzeye geldikleri gözden kaçırılıyor.

Küreselleşmeyle dayatılan önemli konulardan biri, belki de en önemlisi özelleştirme olmuştur. Bu bağlamda, KİT’lerde etkinliği artıracak gerekli reformlar ve yeni yatırımlar sürekli ertelenmiş, egemen siyasi anlayış KİT yönetimlerinden elini çekmemiş, onları arpalık konumuna sokmuştur.  Sonra da “KİT’ler zarar ediyor” feveranı ve tamamen ideolojik bir yaklaşımla özelleştirme furyası başlatılmıştır. Oysa konuya ideolojik değil, Türkiye’nin gerçekleri ve yararı açısından bakılmalıdır. Özelleştirme ile devletin ekonomideki etkinliği gerilemiş ve devreye tekelci şirketlerin egemenliği girmiştir. Özelleştirmeyle birlikte dünyada olduğu gibi ülkemizde de kamu kaynakları talan edilmiş, çevre ve etik değerler dışlanmış ve belirli alanlarda çevre kirliliği yaşanmaya başlanmıştır.

CHP Devletçiliği nedir?

CHP Devletçidir: CHP’nin devletçiliği, devletin halka hizmet için yapılanmasını, katılımcı yönetimi, demokratik hukuk devletini öngörür. Bizim devletçilik anlayışımız; yurttaş devlet için değil, devlet yurttaş için anlayışının hayata geçirilmesidir. Devletin tüm ekonomik, sosyal ve siyasal hedeflerinin odağında insan olmasıdır. Özel yararlarla toplumsal yararlar arasındaki dengenin sağlıklı oluşması için  getirilmiş bir güvencedir. Örgütlü sosyal piyasa ekonomisine karşı değildir. Piyasaların hata yapabileceği gerçeğinden hareketle devletin düzenleyici ve denetleyici rolünün önemini kabul eder. Piyasaların halkın iradesi üzerine çıkarak devlete yön verme çabalarına karşıdır.

 

* CHP, olarak günümüzde sosyoekonomik kalkınma açısından 6 Ok’ a sahip çıkılması gereğine inanıyoruz. Bu ilkeler eskimemiş ve donmamıştır. Çünkü dünyada küresel kapitalizm varlığını acımasızca sürdürmektedir. Küresel kapitalizm, yapısında iki temel çelişkiyi barındırıyor. Birincisi; zalimlerle mazlumlar, ikincisi ise; emek-sermaye çelişkisidir.

* CHP olarak bizler, anılan iki çelişkinin mazlum milletler ve emekçiler lehine çözümlenmesi için Kemalist ideolojinin güncellenerek hayata geçmesini istiyoruz. Kemalizm halâ dünya ve Türkiye için önemini korumaktadır.

* CHP, Atatürk ideolojisinin egemen unsurları olan, Devletçilik ve Halkçılık temelinde planlı karma ekonomi, tarım-sanayi-hizmetler dengesinin korunduğu sanayileşme, ulusal çıkarlara ve tam bağımsızlık ilkesine dayanan dış politikayı amaçlamalıdır.  Ülkenin tüm olanaklarının harekete geçirildiği insan odaklı bir üretim ekonomisi ve hakça paylaşılan bir gelir dağılımı ana hedef olmalıdır.

* Yaşanmakta olan ekonomik krizin önemli bir nedeni de sanayi ve tarım KİT’lerinin gözü kapalı özelleştirilmesidir. Bunun sonucunda kamunun elinde ekonomiyi üretici ve tüketicinin yararına olduğu kadar uluslararası sermayeye karşı koruyacak kimi araçlar da yitirilmiştir.

 * CHP stratejik öneme sahip ve geleceğin dünya ticaretinde ülkemizi zenginleştirecek sanayi kollarında ve tarımda yeni bir KİT modeli kurulmasını ve uygulamasını hedeflemelidir.

 * Dünyada gelişmiş ülkeler önemli ölçüde tarımsal planlama yapmaktadırlar. Türkiye bu eksiklikten kurtarılmalıdır. Devletin elinin uzanmadığı, gönüllü demokratik kooperatifçilik temel politika aracı olmalıdır. CHP tarımda kooperatifçiliğe destek vermeli, tüm olanaklarıyla onların yanında olmalıdır.

 * CHP Atatürk’ün vasiyeti sayılacak bir toprak reformunu savunmalıdır. Doğu ve Güneydoğu bölgeleri başta olmak üzere, topraksız ve az topraklı çiftçilerin yeterince topraklandırılması zorunludur. Mevsimlik işçi dramı ve ayrılıkçı terör hareketinin insan kaynağı da önemli ölçüde kesilmiş olacaktır. Feodal sistem tasfiye edilmeden bu bölgelerimizde sağlıklı reformlar yapılamaz.

 * CHP çevreye duyarlı olmayı kâğıt üstünden yaşama geçirmelidir. AKP iktidarı ve neo-liberal politikaların insafsız kâr amaçlı uygulamaları tüm yurttaşların tepkisini çekmektedir. Alpu, Kırklareli, Menemen ovalarının, Amasra, Sinop, Artvin, Zonguldak, Muğla, Antalya ve birçok yöremizin tarım, turizm, deniz ve tarihsel birikimini yok edecek ve canlı yaşam için tehlike yaratacak “Taş Ocakları”, HES’ler ve “Termik Santraller” halkla iktidarı karşı karşıya getirmektedir. “Enerjide dışa bağımlılığı önlüyoruz” yalanı ile yöre insanları kandırılmaya çalışılmaktadır. Oysa ülkemizin kömür üretimi bunların yakıtını karşılamaktan uzaktır. Santrallerin ithal kömürle çalışacağı halktan gizlenmektedir.  Şirketlerin kâr hırsına bırakılan HES projeleri doğal dengeyi bozmakta hatta sel ve afetlere neden gösterilmektedir.

* CHP, çevre mücadelesi veren yörelerdeki insanımızın yanında olmalı, bilimin ve aklın doğrultusundaki seçenekleri ve çözümleri ortaya koymalıdır

 * CHP, tek adamın isteği doğrultusunda inatla sürdürülen, Karadeniz ve Marmara’da çevre felaketlerine yol açacak, Avrupa’daki tek toprak parçamız Trakya’yı ikiye ayıracak, kentsel,  siyasal ve stratejik sorunlar yaratacak “Kanal İstanbul” projesine tüm gücüyle karşı çıkmak zorundadır.

 * CHP, üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkeyi, devleti ve halkıyla denize küskün olmaktan çıkarmalı, “Mavi Vatan” kavramıyla tanıştırmalıdır. “Türkiye Denizcileştirilmelidir” partimizin sloganı ve ana ilkelerinden biri olmalıdır.

 * AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan işveren örgütlerinde yaptığı konuşmalarda, sendikaların yaptığı grevleri OHAL kapsamına sokarak yasakladıklarını ve patronları rahatlattıklarını söylüyordu. Dünyada ve ülkemizde egemen olan küreselleşme uygulamaları işçilerin olmazsa olmaz örgütleri sendikaları zayıflatmış, ücretleri düşürmüş, esnek çalışma sistemi gibi uygulamalarla çalışma yaşamını şekillendirmeye çalışmıştır. CHP dün Türkiye’ye getirdiği Grev/Toplu Sözleşme/ Sendikal yaşam ve özgürlükleri bugün olabildiğince savunmak zorundadır. Parti genel merkezi ve örgütleri sendikalarla ilişki kurmak, fabrikalarda ve alanlarda onlarla dayanışma içinde olmak zorundadır.

* CHP, okul öncesinden üniversiteye kadar çağdaş, nitelikli ve parasız bir eğitim hakkı ile, Çağdaş, nitelikli ve parasız sağlık hizmetini hedeflemelidir.

* CHP, ülkemizi “Erkek egemen” bir toplumdan “Özgür bireyler” toplumuna dönüştürmelidir.

 * CHP, pazarla bütünleşen küçük köylülerin, üretici güç olarak düşünülen yeni şehirlilerin, işçilerin, kadınların ve gençlerin daha fazla siyasete katılmasına olanak sağlamalı ve onların karar alma süreçlerinde yer aldığı bir parti olmalıdır.

* CHP tarihi, bilim insanları ve parti hafızasına sahip siyasetçilerden oluşan bir kurul tarafından yazılmalı ve kurumlaştırılan Parti Okulunda bağımsız ders olmalıdır.

 * CHP, toplumun yok sayılan büyük çoğunluğu işçiden, emekçiden, emekliden, esnaftan, çiftçiden, üretenden ve tüm yoksullardan yana olan aydınlık bir gelecek amaçlamak zorundadır. CHP çalışanların partisi olmalıdır.

 

DIŞ POLİTİKADA CHP’DEN BEKLENEN

Büyük Atatürk’ün izlediği dış politikanın temelleri Lozan Antlaşmasının görüşmeleri ve sonuçlandırılmasında İsmet İnönü başkanlığındaki Türk heyeti tarafından atılmış ve dünyaya ilan edilmiştir. Bu politikanın özü, Türkiye’nin en büyük devletlere bile egemen eşitlik ilkelerinden ödün vermeyeceği, hiçbir ülkeye, ekonomik, ticari, adli alanlarda ayrıcalık tanımayacağı ve tam bağımsızlık hedefinden ayrılmayacağı yaklaşımıdır. Türkiye bu ilkeleri savunurken her türlü baskıya karşı koymuş, gerektiğinde Lozan Konferansını terk etmeyi bile göze almıştır.

Türkiye Cumhuriyeti bu hedefler doğrultusunda hareket ettiğinde, dış politika kararlarını hiçbir zaman dış baskılara boyun eğerek almamıştır. Özellikle Hatay sorununun çözümünde, Kıbrıs Barış Harekâtının gerçekleştirilmesinde, Kardak sorununda, 1 Mart tezkeresine TBMM’nin kararlılıkla karşı çıkışında, ulusal çıkarları kararlılıkla koruyan bu ilkeli yaklaşım özenle sürdürülmüştür. CHP, tüm bu önemli sorunlarda daima kararlı ve ilkeli bir tutum izlemiş, Atatürk’ün dış politikasına sahip çıkmıştır.

Ne yazık ki, yakın geçmişte T.C. Hükümetlerinin zaman zaman bu temel yaklaşımdan uzaklaştığı görülmüştür. Özellikle AKP’nin iktidara gelmesinden sonra, Cumhuriyetin temel çizgisinden uzaklaşan politikalardan cesaret alan yabancı ülkeler Türkiye üzerinde baskı politikaları izleme cesaretini bulmuşlardır.

1 Mart 2003’te Hükümetin Meclise sunduğu tezkerede, Anayasamıza, uluslararası hukuka ve Türkiye’nin temel çıkarlarına aykırı bir yaklaşım belirlenmesi, yakın tarihimizin önemli hatalarından biri olmuştur.

Kuzey Irak’ta Türk askerlerinin başına çuval geçirilmesi olayında ABD’ye bir protesto notası bile verilememesi, Cumhuriyetimizi kuranların izledikleri ilkeli ve cesur politikalarla bağdaşmayan bir tutum olmuştur.

Devlet Bakanı Ali Babacan ile ABD Hazine Bakanı Snow tarafından 2003’te imzalanan Dubai Antlaşmasında, bir milyar dolarlık hibe veya sekiz buçuk milyarlık kredi karşılığında, Türkiye’nin Kuzey Irak’ta ABD beklentileri doğrultusunda hareket etmek sözü vermesi de dış politikada ciddi bir hata örneği oluşturmuştur.

Kıbrıs sorununun çözümü için BM Genel Sekreteri Kofi Annan tarafından hazırlanan ve Kıbrıs Türklerini büyük ödünlere zorlayarak, acı reçete niteliğinde dokuz bin sayfalık planın T.C. Hükümeti tarafından benimsenmesi ve Kıbrıslı Türklere kabul ettirilmeye çalışılması da yakın tarihimizin dış politika hatalarından biri olmuştur. Buna karşın, eski Genel Sekreterin ölümü üzerine Sayın Kılçdaroğlu’nun yayınladığı mesajda, “Kofi Annan’ı Kıbrıs barışı için verdiği mücadele dolayısıyla hep saygı ile anacağız” ifadesi büyük üzüntü yaratmıştır.

AB ile üyelik müzakerelerinin başlaması için, bu konuyla Kıbrıs sorunu arasında bağ kurulmasının kabul edilmesi, dış politika ilkelerimizden geri gidiş anlamı taşımıştır. Aynı şekilde 2005 yılında Güney Kıbrıs’ı Kıbrıs Devletinin temsilcisi gibi kabul etmemiz sonucunu doğuracak bir antlaşmanın imzalanması, sonradan CHP’nin uyarısı üzerine onaylanmamış olsa bile bir büyük ödün oluşturmuştur.

Büyük devletlerin baskısıyla Ermenistan’la imzalanan mutabakat belgeleri de keza Türkiye’nin uzun yıllardan beri izlediği politikalardan uzaklaşması anlamına gelmiştir.

Bütün bu konularda Sayın Baykal’ın Genel Başkan olduğu dönemde CHP güçlü bir mücadele vermiş ve yanlışların hayata geçirilmesini engellemiştir. Ne yazık ki son zamanlarda dış politika alanında izlenen yanlış politikaların önlenmesinde partimiz etkili olamamıştır.

KKTC liderleri tarafından geri adım atılırken, evvelce kabul edilen temel ilkelere aykırı olarak toprak tavizlerini içeren haritalar verilirken CHP güçlü ve yeterli tepki gösterememiş hatta garantörlük haklarımızdan vazgeçileceği izlenimi yaratılırken dahi bunu engelleyecek tepki gösterememiştir.

AB ile üyelik müzakerelerinin fiilen askıya alınmasına karşı da gerekli tavrı ortaya koyamamıştır.

ABD ile ilişkilerde yaşanan ve kriz boyutuna ulaşan olumsuzluklara karşı CHP’nin gösterdiği tepki sınırlı kalmıştır.

Rusya ile yaşanan kriz, Suriye politikalarında yapılan hatalar gibi yaşamsal sorunlarda da ana muhalefetin ağırlığı hissedilmemiştir.

Özetle, bugünkü yönetim döneminde, diğer alanlarda olduğu gibi dış politikada da Cumhuriyetimizin temel ideolojisinin ve ilkelerinin savunulmasında, tarihten gelen sorumluluğunu ve etkinliğini hayata geçirememiş ve ülke sorunlarına Atatürk’ün gösterdiği yolda çözümler bekleyen geniş kitlelerin umudu olma özelliğini koruyamamıştır.

ÖNERİLER

CHP, altı okun içindeki devrimcilik ilkesini uygulayarak dönemin gelişmelerini doğru okuyup değerlendiren ve yeni koşullara göre değişimi gerçekleştiren ve kendini yenileyen bir parti olmuştur. Ülkeye çok partili yaşamı getirmeyi hedefleyen CHP işe önce kendisinden başlaması gerektiğinin bilincindeydi. Yeni dönemin koşullarına göre önce CHP değişmeli ve yeniden yapılanmalıydı.

Bu atılımın en canlı örneği demokrasi tarihimize geçen CHP 7. Büyük Kurultayıdır. 17 Kasım 1947’de başlayan Kurultay tam on dokuz gün sürmüştür. Kılı kırk yaran, tüm olasılıkları düşünen, doğruyu bulmak için çaba harcanan tüzük çalışmaları…

Bu çalışmalar sonunda önce Genel Başkanlık Divanı kaldırılmış. Yani bugün AKP ve CHP’de Genel Başkanların atadığı yardımcılardan oluşan tek parti polit bürolarının yani Merkez İdare Kurullarının işine son verilmiş. Yerine Kurultayca seçilecek 40 üyeli Parti Divanı getirilmiş ki daha sonra bunun adı Parti Meclisi olacaktır. Ayrıca Parti Divanının seçeceği 12 kişilik Genel Yönetim Kurulu (Daha sonraları Merkez Yönetim Kurulu) oluşturulmuş.

Kurultay’da ayrıca tek partili yıllarda uygulanan merkezden atama yöntemi bir yana bırakılmış, tüm parti örgütlerinin seçimle iş başına gelmeleri ilkesi benimsenmiş. Ayrıca Milletvekili adaylarının yüzde yetmişinin yerel örgütlerce belirlenmesi kararlaştırılmış. Seçmen yaşı yirmi bir olmasına karşı, partiye girme yaşı on sekize indirilmiş.

1947’de CHP 7.Kurultayının aldığı kararlar günümüzden bile ileri bir yapılanmanın örneğidir.

CHP sadece geçmişiyle öğünmeyen aynı zamanda tarihinden ders alan bir parti olmalıdır.

Bugün bambaşka bir Türkiye manzarası ile karşı karşıyayız. Parlamenter sistem gitmiş, yerine,  dünyada örneği olmayan “Cumhurbaşkanlığı Sistemi” gelmiştir. Bunun siyasetteki karşılığı “Tek adam” rejimidir. Artık Parlamentoda çoğunluk sağlayarak iktidara gelme yolu geçerli değildir. Milletvekilleri işlevsizleştirilmiş, Meclis simgesel bir kuruma dönüşmüştür. Esas amacı parlamenter sisteme dönmek olan partimizin, bununla birlikte yeni duruma göre strateji ve taktikler oluşturması, politik hattını belirlemesi, ideolojisini netleştirmesi ve her şeyden önce de yeniden yapılanması gerekmektedir.

Bu durumda 7. CHP Kurultayı bize örnek ve rehber olacaktır. Birçok listenin ve birçok adayın yarıştığı seçimli bir Kurultayın yeniden yapılanmayı gerçekleştirmesi olası değildir. Seçim heyecanın egemen olduğu, beş kişinin konuşmasından bile hoşnut olmayanların yeterlik önergesi verecekleri bir ortam amacı sağlayamaz. Böyle bir Kurultay ne delege sistemini değiştirebilir ne de üyeliği kurumlaştırabilir. Parti organlarının yeni koşullara göre yeniden tarifi ve şekillenmesini beklemek de hayalden öteye geçemez! Kaldı ki son günlerde imza girişimcileri ile genel merkez arasındaki hoş olmayan görüntüler salt yöneticilerin değişeceği bir Kurultayın hem de yerel seçimlere az bir süre kala partiye yarar getirmeyeceğini göstermektedir.

Bu nedenlerle aynen 7. Kurultay gibi en az on gün sürecek bir çalışma sonunda partimizin yapısı ve çatısı şekillenebilir. Bu elbette seçimsiz bir Kurultay olacaktır. Partimizin yeniden yapılanması ve parti içi demokrasinin tüm koşullarıyla gerçekleşmesinden sonra toplanacak yeni Kurultaylarda eşit koşullarda birden çok aday arasındaki yarış tüm ülkeye demokrasi örneği olacaktır.

CHP BİR AN ÖNCE FABRİKA AYARLARINA DÖNMELİDİR.

Bugün ülkemiz güç koşullar içinde! Neo-liberal politikaları iflas eden AKP iktidarı bocalıyor, tek adam yönetimi genç kuşakların geleceğini karartıyor.

24 Haziran seçimlerinde cansiperane mücadele eden kitleler bugün tutunacak dal arıyorlar.

Gerçekte o dal Cumhuriyet Halk Partisidir. Ne hazindir ki CHP şimdi parti içi kavgalar nedeniyle fetret dönemini yaşıyor!

Oysa CHP Türkiye’ye en çok bugün gerekli.  Ayağa kalkıp halka umut vermesi gerekiyor. Bu da partinin bir an önce fabrika ayarlarına dönmesi, YCHP gibi sıfatlardan arınıp gerçek kimliğine kavuşması ile mümkündür. Bu zor görevi örgütteki Kurultay delegelerinin yarısından fazlasının güvensizlik beyan ettiği Sayın Genel Başkan gerçekleştiremez. İsmet İnönü’nün Cumhurbaşkanlık süresi uzatılmak istenen Cevdet Sunay için söylediği gibi, “Şimdiye kadar ne yaptıysa bundan sonra da onu yapacaktır!”  CHP’ni fabrika ayarlarına döndürmek artık tek başına bireylerin gücünü aşan bir aşamaya gelmiştir. Bu görev ancak CHP’ne gönül vermiş inançlı ve bilinçli kadroların özverili, ödünsüz ve beklentisiz çalışmaları ile başarıya ulaşabilir.

CHP’nde Milletvekilliği, Senatörlük, Belediye Başkanlığı, Parti Meclisi üyeliği yapmış değerli siyaset insanları, eski ve yeni İl, İlçe Başkan ve yöneticileri;  

Gün partimize olan borcumuzu ödeme günüdür! Bu sıfatlara CHP sayesinde ulaştık. Partimiz toplum önünde bizi onurlandırdı. Şimdi çekildiğimiz köşelerden kalkmamız gerekiyor! Eğer içimizde adaylık beklentisi içinde suskunluğu yeğleyenler var ise, bilelim ki partimiz ve ülkemiz ayağımızın altından kayıyor!

Özverili örgüt emekçileri,

12 Mart ve 12 Eylül’ü CHP’li olduğu için zindanlarda yaşayanlar, çile çekenler;

Biliyoruz vefasızlığa uğradınız, alın teri ve gözyaşlarınız halâ kurumadı… Ama göreviniz sürüyor. Ömrünün tamamını CHP ile mücadeleyle geçirmiş, hatta partinin kapatılarak vakfa dönüşmesini isteyenler bugün Milletvekili hatta merkez yöneticisi olabilirler! Her şeye rağmen partinin sahibi sizsiniz. CHP bugünlere sizin özverili ve karşılıksız çalışmalarınızla geldi. CHP’ni ayağa siz kaldıracaksınız!

Demokratik, çağdaş ve lâik bir Türkiye için, Atatürk devrimlerine sahip çıkmak için, çocuklarınızın geleceği için her seçim sandığa koşan ve CHP’ne oy veren seçmenler;

CHP’nin gerçek sahibi, çilekeş örgüt emekçileriyle birlikte sizlersiniz.

Umutsuzluğu bir yana bırakın. CHP’nin yeniden yapılanmasını, derlenip toparlanmasını hiç durmadan isteyin. Oyalamalara, geçiştirmelere, savsaklamaya izin vermeyin.

Göreceksiniz, halkın gücü karşısında hiçbir kimse ve hiçbir kurul duramaz, dayanamaz! CHP’ni ayağa kaldıracak, tekrar umut haline getirecek sizlersiniz.

Yeni değil, Yeniden CHP’ni siz yaratacaksınız.

Sevgili CHP’liler, değerli Yurttaşlarımız!

Sırası gelmişken yaşamakta olduğumuz süreç içinde özelikle Amerika Birleşik Devletleri’nden gelen her türlü ekonomik ve siyasal baskıya karşı Cumhuriyetimizin bütün partileri ve sivil toplum örgütlerinin göstermiş olduğu dik duruşu bütün içtenliğimizle desteklediğimizi de özellikle belirtmek istiyoruz.

“Hiçbir devlet, emperyalizme karşı Kurtuluş Savaşı vererek mazlumlara örnek olan Türkiye Cumhuriyeti’ni sindiremez” diyerek ulusal bağımsızlığımızın simgesi 30 Ağustos Zafer Bayramını kutluyoruz.

Saygılarımızla.

                                                                                                              9 EYLÜL HAREKETİ

 Bülent Baratalı (22 ve 23. Dönem İzmir Milletvekili), Enis Tütüncü (18.22. 23. Dönem Tekirdağ Milletvekili,  Ergün Aydoğan (23. Dönem Balıkesir Milletvekili), , K. Kemal Anadol: 15,16. Zonguldak, 18. 22 ve 23. Dönem İzmir Milletvekili, Mehmet Boztaş (22. Dönem Aydın Milletvekili), Nur Serter (23 ve 24. Dönem İstanbul Milletvekili), Onur Öymen ( CHP 22. Dönem İstanbul, 23.Dönem Bursa Milletvekili), Şahin Mengü (23. Dönem Manisa Milletvekili), Dr. Merih Şan (CHP İzmir İl eski Sekreter Üyesi), Ersu Hızır (İzmir Büyükşehir eski Genel Sekreteri), Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı (CHP İzmir İl Örgütü Bilim Sanat ve Kültür Platformu eski Başkanı),

 

 






İLİŞKİLİ HABERLER

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER SİYASET Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HAVA DURUMU
PUAN DURUMU
Takım O G M B A Y P AV
1 Galatasaray 30 22 4 4 68 26 70 +42
2 Fenerbahçe 30 21 5 4 75 37 67 +38
3 Beşiktaş 31 19 4 8 60 29 65 +31
4 Adana Demirspor 30 16 5 9 62 33 57 +29
5 Başakşehir FK 30 15 9 6 44 32 51 +12
6 Kayserispor 31 15 13 3 52 51 48 +1
7 Konyaspor 31 11 8 12 40 34 45 +6
8 Trabzonspor 30 13 11 6 47 44 45 +3
9 Fatih Karagümrük 30 10 9 11 63 55 41 +8
10 Alanyaspor 31 10 13 8 46 55 38 -9
11 Sivasspor 31 10 14 7 42 45 37 -3
12 Antalyaspor 30 10 14 6 41 47 36 -6
13 MKE Ankaragücü 30 10 15 5 37 43 35 -6
14 Kasımpaşa 31 9 15 7 37 51 34 -14
15 İstanbulspor 30 9 16 5 37 58 32 -21
16 Giresunspor 30 6 15 9 30 55 27 -25
17 Gaziantep FK 30 6 17 7 31 54 25 -23
18 Ümraniyespor 30 5 17 8 38 55 23 -17
19 Hatayspor 30 6 19 5 19 65 23 -46
Takım O G M B A Y P AV
1 Samsunspor 33 21 3 9 64 25 72 +39
2 Çaykur Rizespor 33 17 4 12 57 30 63 +27
3 Pendikspor 33 17 6 10 56 31 61 +25
4 Sakaryaspor 34 19 13 2 55 43 59 +12
5 Eyüpspor 34 17 9 8 38 27 59 +11
6 Göztepe 33 17 9 6 40 23 56 +17
7 Bodrumspor 33 16 10 7 52 33 55 +19
8 Manisa FK 33 14 9 10 49 40 52 +9
9 Bandırmaspor 33 14 10 9 51 54 51 -3
10 Keçiörengücü 33 14 11 8 52 45 50 +7
11 Boluspor 33 13 10 10 41 42 49 -1
12 Tuzlaspor 33 11 17 5 38 43 38 -5
13 Altay 34 9 14 11 39 44 34 -5
14 Altınordu 33 9 17 7 41 55 34 -14
15 Erzurumspor FK 33 9 15 9 40 47 33 -7
16 Gençlerbirliği 33 8 18 7 42 53 31 -11
17 Adanaspor 33 6 20 7 32 67 25 -35
18 Denizlispor 33 5 23 5 29 64 17 -35
19 Yeni Malatyaspor 33 4 22 7 22 72 16 -50
Takım O G M B A Y P AV
1 Kocaelispor 35 23 3 9 68 26 78 +42
2 Bucaspor 1928 35 21 5 9 56 20 72 +36
3 İskenderunspor A.Ş. 35 21 6 8 54 26 71 +28
4 1461 Trabzon FK 35 20 7 8 52 26 68 +26
5 Van Spor FK 35 19 5 11 48 25 68 +23
6 Ankara Demirspor 35 19 7 9 62 30 66 +32
7 Karacabey Belediye Spor 35 16 8 11 47 31 59 +16
8 Kırşehir FSK 35 12 11 12 45 42 48 +3
9 Zonguldak Kömürspor 35 14 15 6 38 45 48 -7
10 Serik Belediyespor 35 13 11 11 51 40 47 +11
11 Fethiyespor 35 13 15 7 51 48 46 +3
12 Kırklarelispor 35 10 10 15 34 28 45 +6
13 Kastamonuspor 35 10 16 9 36 42 39 -6
14 Sarıyer 35 9 14 12 42 51 39 -9
15 Etimesgut Belediyespor 35 9 14 12 37 46 39 -9
16 Uşak Spor 35 8 19 8 34 56 32 -22
17 Adıyaman FK 34 5 21 8 22 61 23 -39
18 Balıkesirspor 35 5 21 9 26 65 21 -39
19 Pazarspor 35 3 21 11 25 68 20 -43
20 Diyarbekir Spor 34 2 23 9 18 70 15 -52
Takım O G M B A Y P AV
1 Yeni Mersin İY 31 17 4 10 43 20 61 +23
2 Belediye Kütahyaspor 31 16 4 11 46 30 59 +16
3 52 Orduspor FK 31 17 7 7 51 29 58 +22
4 Belediye Derincespor 31 15 4 12 38 24 57 +14
5 Karaköprü Belediyespor 31 15 8 8 42 26 53 +16
6 Nevşehir Belediyespor 31 14 8 9 46 37 51 +9
7 Karşıyaka 31 13 9 9 37 26 48 +11
8 Amasyaspor Futbol Kulübü 31 10 11 10 30 34 40 -4
9 Çatalcaspor 31 10 12 9 35 36 39 -1
10 Elazığspor 31 11 14 6 37 44 39 -7
11 Hacettepe 1945 31 9 14 8 39 43 35 -4
12 Ağrı 1970 Spor 31 8 12 11 22 34 35 -12
13 1954 Kelkit Bld.Spor 31 7 11 13 24 30 34 -6
14 1922 Konyaspor 31 8 15 8 33 46 32 -13
15 Edirnespor 31 9 18 4 28 41 31 -13
16 Yomraspor 31 6 13 12 28 34 30 -6
17 Şile Yıldızspor 31 5 15 11 27 47 26 -20
18 Eskişehirspor 31 6 17 8 34 59 26 -25
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 06/05/2023 Adana Demirspor vs Alanyaspor
 06/05/2023 Antalyaspor vs Beşiktaş
 07/05/2023 Ümraniyespor vs Sivasspor
 07/05/2023 Konyaspor vs Kayserispor
 07/05/2023 Giresunspor vs Fenerbahçe
 08/05/2023 Galatasaray vs Başakşehir FK
 08/05/2023 Trabzonspor vs MKE Ankaragücü
 16/05/2023 Sivasspor vs Kasımpaşa
 16/05/2023 Alanyaspor vs Konyaspor
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 07/05/2023 Altay vs Denizlispor
 07/05/2023 Bandırmaspor vs Boluspor
 07/05/2023 Bodrumspor vs Altınordu
 07/05/2023 Çaykur Rizespor vs Tuzlaspor
 07/05/2023 Erzurumspor FK vs Gençlerbirliği
 07/05/2023 Manisa FK vs Göztepe
 07/05/2023 Sakaryaspor vs Pendikspor
 16/05/2023 Altınordu vs Erzurumspor FK
 16/05/2023 Boluspor vs Eyüpspor
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 07/05/2023 Etimesgut Belediyespor vs Kocaelispor
 07/05/2023 İskenderunspor A.Ş. vs Sarıyer
 07/05/2023 Karacabey Belediye Spor vs Kırşehir Futbol Spor Kulübü
 07/05/2023 Kastamonuspor vs Ankara Demirspor
 07/05/2023 Kırklarelispor vs Fethiyespor
 07/05/2023 Van Spor FK vs Bucaspor 1928
 07/05/2023 Zonguldak Kömürspor vs Uşak Spor
 07/05/2023 1461 Trabzon FK vs Pazarspor
 16/05/2023 Balıkesirspor vs Zonguldak Kömürspor
 16/05/2023 Bucaspor 1928 vs İskenderunspor A.Ş.
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 07/05/2023 Amasyaspor Futbol Kulübü vs Ağrı 1970 Spor
 07/05/2023 Belediye Derincespor vs Şile Yıldızspor
 07/05/2023 Belediye Kütahyaspor vs Eskişehirspor
 07/05/2023 Çatalcaspor vs Yomraspor
 07/05/2023 Edirnespor vs 1922 Konyaspor
 07/05/2023 Elazığspor vs Karaköprü Belediyespor
 07/05/2023 Nevşehir Belediyespor vs Hacettepe 1945
 07/05/2023 Yeni Mersin İdman Yurdu vs Karşıyaka
 07/05/2023 52 Orduspor FK vs 1954 Kelkit Bld.Spor
 07/05/2023 Nevşehir Belediyespor - Hacettepe 1945 Hacettepe 1945 ligde deplasmandaki son 6 maçında hiç kazanamadı  Nevşehir Belediyespor yenilmez
 07/05/2023 Çatalcaspor - Yomraspor Yomraspor ligdeki son 8 maçında hiç kaybetmedi  Yomraspor yenilmez

Covid 19 aşısıyaptırmayı düşünüyor musunuz?


GÜNLÜK BURÇ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI