Bugun...


DENİZ BAYKAL'DAN MİLLETVEKİLLERİNE TARİHİ DERS
Tarih: 19-11-2015 16:26:23 Güncelleme: 19-11-2015 16:26:23 + -


CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, 26. Dönem Milletvekili Ant İçme Töreninde bir konuşma yaptı. Baykal, "TBMM'nin önümüze gelmekte olan yeni tehditler, tehlikeler ve teklifler karşısında yine kendisine yakışanı yapacağına ve Türkiye'nin ateşe atılmasına izin vermeyeceğine inanıyorum. Dinci ya da ırkçı terör karşısında en sağlam güvence Cumhuriyetimizin temel felsefesidir. Devlet ya da cemaat eliyle din ve mezhep dayatmanın nelere yol açmakta olduğunu görüyoruz. Bizim devletimiz bir ırk...

facebook-paylas
Tarih: 19-11-2015 16:26

DENİZ BAYKAL'DAN MİLLETVEKİLLERİNE TARİHİ DERS

TBMM Geçici Başkanı

Antalya milletvekili Deniz Baykal'ın

yeni yasama yılının açılışı nedeniyle yaptığı konuşma

 Sayın milletvekilleri sizleri geçici başkanınız olarak saygıyla selamlıyorum.

7 Haziran'dan TBMM'de bir hükümet kurulabilmesi için partiler arasında bir uzlaşmayı gerçekleştirmek zorunluluğu vardı. Bugün ise TBMM'de hükümet kurabilmesi için partiler arasında uzlaşma artık bir zorunluluk olmaktan çıkmış görünüyor. Bu durum bir büyük yanılgıya yol açmamalıdır. Bugün bir tek parti hükümetinin kurulabilecek olması ülkede bir büyük uzlaşma ihtiyacını ortadan kaldırmamış tam tersine belki daha da arttırmıştır.

Milletin Parlamento'ya yansıyan siyasi iradesinin hükümet dışında kalan bölümünü yok sayma tuzağına daha kolayca düşülebilmektedir. İktidar ile muhalefet arasında bir ortak anlayışın ve diyaloğun kopması hızla yargının ve adaletin siyasi denetim altına alınmasına, özgürlüklerin kısıtlanmasına, basının susturulmasına doğru bir sürüklenişi de beraberinde getirmektedir" diye konuştu.

"TBMM'Yİ HAKKI OLAN SAYGIN KONUMA TAŞIMAKLA YÜKÜMLÜYÜZ"

İnanıyorum ki, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 26. Döneminde görev yapacak milletvekilleri olarak, yaşadıklarımızın gözlem ve birikimlerimizin ışığında, siyasal kimliklerimizin de ötesinde, kuvvetler ayrımının ve Meclis üstünlüğünün, yargı bağımsızlığının ve adaletin, hukuk devletinin kıymetini, bir kez daha kavramış insanlar olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni hakkı olan saygın konuma taşımakla yükümlüyüz.

Demokrasi özünde iktidar ile muhalefetin diyalog ve uzlaşmasına dayanır. Hem parlamentoda hem yargıda hesap verebilecek hükümetlerin varlığını gerektirir. Bu varlığın güvencesi TBMM'dir.

Diyalog ve uzlaşmanın da şeffaf ve hesap verebilecek hükümetlerin varlığının da güvencesi Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir.

“ARTIK İLK GÖREVİMİZ, ORTA DOĞU’DAKİ YANGININ TÜRKİYE’YE SIÇRAMASINA ENGEL OLMAKTIR”

Tarihsel bir kırılmanın bölgemizde yaşanmakta olduğu bir dönemde görev yapacağız. Gözlerimizin önünde devletlerin çözülüp parçalandıklarına, yeni güç merkezlerinin şekillenmekte olduğuna tanık oluyoruz. Ortadoğu’nun siyasi haritası kanlı bir süreçle yeniden çiziliyor. Mazlum milletimizin büyük fedakarlıklarla gerçekleştirdiği Kurtuluş Savaşı'nın üyeleri olarak bu acıyı izliyoruz.

2 milyon 200 bin mülteciye kollarını açmış olarak bu konuda en büyük fedakarlığı yapmış durumdayız. Ortadoğu'daki yangının Türkiye'ye sıçramasına engel olmak zorundayız.

Artık ilk görevimiz, Orta Doğu’daki yangının Türkiye’ye sıçramasına engel olmaktır.

2003 yılındaki Irak’a yönelik askeri müdahalenin bugün bu malum vahşet örgütünün ortaya çıkmasına neden olduğunu o müdahale kararını alanlar ve uygulayanlar kabul ve itiraf etme durumuna gelmişlerdir. Ne kadar onur vericidir ki, Türkiye Büyük Millet Meclisi 1 Mart 2003’te askeri müdahale tezkeresini reddederek şerefli tarihine yakışan bir karar almıştır. Bu kararın alınmasına öncülük yapanlar, ideolojik bir savaş karşıtlığının ötesinde, bu günkü Ortadoğu manzarasını cehennemini 12 yıl önce öngörerek karşı çıkmışlardır. Bugün TBMM'nin yine kendisine yakışanı yapacağına inanıyorum.

“TÜRKİYE’NİN ATEŞE ATILMASINA İZİN VERMEYECEĞİNE İNANIYORUM”

Bunu yapan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, önümüze gelmekte olan yeni tehditler, tehlikeler ve teklifler karşısında da kendisine yakışanı yapacağına ve Türkiye’nin ateşe atılmasına izin vermeyeceğine inanıyorum.

Dinci ya da ırkçı terör karşısında en sağlam güvence cumhuriyetimizin temel felsefesidir. Dinci ya da ırkçı terör karşısında en sağlam güvence Cumhuriyetimizin temel felsefesidir. Bu felsefe Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin tarihinden gelen ve bu gün bizlere emanet edilen en şerefli mirastır. Bu mirasın temelinde din, inanç, mezhep, ırk ayrımı yapmadan eşit vatandaş saymaktadır.

“BİZİM DEVLETİMİZ BİR IRK KAN VE KAFATASI DEVLETİ DEĞİLDİR”

Bizim devletimiz bir ırk kan ve kafatası devleti değildir. Bir siyasi bilinç devletidir. Birlikte inşa ettiğimiz, içinde olmayı seçtiğimiz bir devlettir. Herkesin ırkı, etnik kimliği, soyu onun şerefidir. Herkesin dini mezhebi inancı onun şerefidir. Ama siyasetimiz, bir ırk, etnik kimlik, soy-sop siyaseti değildir.

TBMM'nin temelinde yatan bu anlayış ulusal birliğimizin güvencesidir. Din, mezhep ve etnik kimlik savaşları Cumhuriyetimizin temelini oluşturan bu temelin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Hepimiz aynı siyasi birliğin paydaşıyız. İşte o halka Türk milleti denilmektedir.

“DEVLET MARİFETİ İLE MEZHEP VE DİN DAYATMANIN SAKINCALARINI DA GÖRECEKLERİNİ UMUYORUM”

Laikliği, dinsizlik diye sunup tahrip etmenin, devlet ya da cemaat eliyle din ve mezhep dayatmanın, nelere yol açmakta olduğunu görüyoruz. Devleti cemaatleştirmenin sakıncalarını görenlerin, artık devlet marifeti ile mezhep ve din dayatmanın sakıncalarını da göreceklerini umuyorum.

Başta bu Meclisi kuran ve yöneten Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, aramızdan ayrılanları selamlıyorum. Bütün vatan evlatlarını saygıyla selamlıyorum. Teröre kurban giden bütün insanları selamlıyorum. Cumhuriyetimizi demokrasimizle çatıştırmayı değil birleştirip bütünleştirmeyi başarırsak, eğer tarihimizden husumet değil, ders çıkarıp barış ve kardeşlik üretebilirsek, eğer siyasetimizin temeline hukuku, bağımsız ve tarafsız yargıyı yerleştirebilirsek Türkiyemiz 21. yüzyılın en güçlü en saygın en parlak ülkelerinden birisi olacaktır.”

Meclis başkanlığı devir teslim töreninde

Baykal şunları söyledi:

"Türkiye'nin çok önemli bir ilerlemeyi tarih sahnesinde ortaya koymuş bir ülke olduğunu ifade etti. Parlamento'nun 95. yılını, Cumhuriyetin 92. yılını tamamladığını belirten Baykal, "Bu süre boşuna geçmedi. Bu süre, dünya tarihinde ve coğrafyasında çok önemli ve değerli bir oluşumun ortaya çıkmasına tanık oldu. Bu süre içinde 1. Dünya Savaşı'nın enkazının içinden modern bir devlet şekillendi, çıktı. Bütün engelleri ve güçlükleri aşarak bugün dünya sahnesinde geleceği parlak büyük bir ülke konumuna geldi. Türkiye 1999'dan beri G-20'nin bir parçasıdır. G-20 Cumhuriyetin bir eseridir. Cumhuriyet 1999 yılında dünyanın en büyük 20 ekonomisinin bir araya gelmesi kararı alındığı anda bakıldığında bunun içinde yer alma hakkını herkese kabul ettirmiştir. Suudi Arabistan da G-20'nin üyesidir ama biz onun gibi üyesi değiliz. Çünkü o petrol zenginliği ile oradadır. Biz yoksul bir Anadolu coğrafyasından yola çıkarak, bugün dünyanın en büyük ülkeleri arasında yer tutmayı başarmış bir ülkeyiz. Ne kadar iftihar etsek yeridir. Bu bizim varacağımız son durak da değildir. Büyük Atatürk'ten başlayarak, Türkiye'nin bu noktaya gelmesinde emeği geçen herkese şükran duyuyorum."






FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
YUKARI