Bugun...


Figen Yüksekdağ Chatham House'da - Yalanda sınır yok!
Tarih: 10-12-2015 16:44:11 Güncelleme: 10-12-2015 16:44:11 + -


HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ, Kasım ayı sonunda kimi diplomatik görüşmelerde ve bir dizi temasda bulunmak üzere gittiği Londra'da üst düzeyde ağırlandı. Yüksekdağ'ın Londra programı çok yoğundu. ABD ve İngiltere'nin ortak projesi olan BOP kapsamında görev almaya mı gitti, Türk hükümetini PKK terör örgütü ile çözüm masasına oturtmak için İngilizlerden baskı talebinde bulunmaya mı gitti, siz karar verin.

facebook-paylas
Tarih: 10-12-2015 16:44

Figen Yüksekdağ Chatham House'da - Yalanda sınır yok!

SEVR MASASI'NDAN İNGİLİZ PARLAMENTOSU'NA..

Figen Yüksekdağ, 30 Kasım günü Centre for Kurdish Progress (Kürt İlerlemesi Merkezi), CEFTUS Centre for Turkey Studies-Türkiye Çalışmaları Merkezi) ve RWCA Refugee Workers Cultural Association (Mülteci İşçiler Kültür Derneği) adlı kuruluşların birlikte düzenledikleri, İngiliz Parlamentosu'nda Milletvekili Seema Malhotra'nın ev sahipliğinde gerçekleştirilen “Seçim sonrası Türkiye: Barışa ulaşmak mümkün mü?” başlıklı halka açık panelde konuşmacı idi. Paneldeki konuşmasında Figen Yüksekdağ, 7 Haziran seçimlerinden sonraki 6 aylık zaman dilimi içerisinde ikiyüz elli altı sivilin yaşamını kaybettiğini, ölenlerden yirmi altısının çocuk olduğunu ve hepsinin Kürt çocuğu olduğunu söylüyor. AKP'nin ve Erdoğan'ın istikrarlı bir biçimde gerilim ve savaş politikası izlemesinden yakınan Yüksekdağ, “Son olarak Tahir Elçi'nin katledilmesi, Türkiye'de siyasi iktidarla bizlerin ilişkisi bakımından, halkın ilişkisi bakımından çok önemli bir kırılma noktası oldu. Ilımlı ve objektif mücadele yürüten ve bağımsız siyaset yapan muhataplara artık yaşam alanı tanımayacağını söylemiş oldu aslında siyasi iktidar bu cinayetle. Evet duymuş olduğunuz gibi Tahir Elçi'nin, siyasi iktidarın denetiminde öldürüldüğünü düşünüyoruz.” diyerek Tahir Elçi cinayetini hangi amaçla kullanmak istediklerini de göstermiş. “Tahir Elçi, hedef gösterilerek ve planlı bir şekilde katledildi.” yargısı ile bu konuyu sonlandırmış Figen Yüksekdağ, gayet ruhsuz bir yüz ifadesi ile…

“Bunun anlamı şu Türkiye hükümeti, iktidarı daha büyük ve tehlikeli bir savaşa girmeye hazırlanıyor ve böyle bir savaş döneminde toplumun vicdanı ve denetleyicisi olacak kapsayıcı ve ılımlı siyasetçileri önünde bir engel olmaktan çıkarmak istiyor ve Türkiye'de kimsenin arada kalmasına, tarafsız ya da başka bir taraf olmasına izin vermiyor, mutlaka kutuplaşmak zorunda bırakıyor. Örneğin Tahir Elçi, bir PKK'lı değildi ama bir devlet taraftarı da değildi, bağımsız demokratik bir kişilikti. Ama böyle insanların yaşamasına AKP hükümeti izin vermeyeceğini söyledi. Tahir Elçi'nin de ölümünün sebebi aslında yine bir Kürt olmasıydı ve bölgede Kürtlerin demokratik bir statü kazanma mücadelesine inanıyor olmasıydı.” sözleri ile etnik ayrımcı kafa yapısını sergilemiş.

Yüksekdağ, Londra Parlamentosu'ndan Türk halkına gözdağı vermeyi de ihmal etmemiş: “Partimiz Kürt sorununda çözüm ve müzakere sürecinin yeniden başlaması ve masaya oturulması için çağrı yapıyor. Sayın Öcalan'la tekrar masaya oturmalı AKP hükümeti ve bu savaş ve ölüm siyasetine son verilmeli. Türkiye'nin toplumsal ve siyasal dengesini sağlayan en önemli merkez İmralı'dır, bunu kimsenin unutmaması lazım. Eğer müzakere olmazsa, İmralı muhatap olmaktan çıkarsa, Türkiye'deki bütün siyasal ve toplumsal dengeler bozulur. “

Figen Yüksekdağ, savaş politikası izlemekle, Tahir Elçi'yi sırf Kürt olduğu için öldürmekle suçladığı AKP'den, şu sözlerle Suriye'de PYD ile ittifak kurmasını isteyerek çok büyük bir çelişkiye düşüyor ama farkında bile değil. “Suriye'deki Kürt güçleri ve PYD, bütün uluslararası toplum tarafından kararlı bir biçimde desteklenmelidir. PYD, Suriye'nin içindeki demokrasi ve istikrar gücüdür. PYD, aynı zamanda Türkiye halklarının dostudur, Türkiye'deki Kürtlerin de kardeşi ve akrabasıdır. O nedenle Suriye Kürtlerine dönük her düşmanca davranış, aynı zamanda Türkiye hükümetinin kendi halkını da daha fazla karşısına alması anlamına gelir. Bizler o nedenle Türkiye hükümetinin, Suriye'deki Kürtlerle ve PYD'yle kardeşlik hukuku temelinde tarihsel bir ittifak geliştirmesini çok anlamlı ve değerli buluyoruz ve hep bunun için çağrı yapıyoruz. Umarım kendi ülkemizdeki hükümeti ikna edebiliriz ve Suriye'de IŞİD'le komşu olmaktan vazgeçip PYD'yle, Kürtlerle ve demokrasi güçleriyle komşu olmayı tercih ederler.

HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ, “Demokratik Ortadoğu”, “Demokratik Mezopotamya” dilekleri ile konuşmasını sonlandırmış. Paneli düzenleyen kuruluşlardan CEFTUS'un internet sitesine konulmuş olan Figen Yüksekdağ biyografisinde ilginç bir biçimde şu ifade yer alıyor: “Figen Yüksekdağ Adana'da etnik olarak Türk bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Çoğunlukla Kürt ve Alevi olduğu sanılıyor ancak ailesi Sünni Türk'tür.”

Yüksekdağ Londra'daki temaslarına, Chatham House'da yuvarlak masa toplantısına katılarak devam etti. Burada durup, Chatham House adlı kuruluşa bakmakta yarar var.

Türk basınında Chatham House adlı kuruluş, Çanakkale Boğazı’nın işgal edildiği gün Abdullah Gül’e, liderliği altında Türkiye'ye sivil demokrasiyi yerleştirdiği, siyasi ve hukuk reformlarını gerçekleştirdiği (!) için ödül vermesi nedeniyle belki de ilk defa yer almıştı.  9 Kasım 2010 tarihinde İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e “Chatham House” yani Kraliyet Uluslararası İlişkiler ödülü vermişti. Ödülü veren kuruluşun, Sevr Antlaşması’nın hazırlanmasında katkısı olması bir tarafa, 9 Kasım tarihinin İngilizler için bir anlamı vardı. 9 Kasım 1918, İngilizlerin Çanakkale Boğazı’nı işgali ve dahi İskenderun’a, Antakya’ya asker çıkardığı gündü. Batı, bu tür sembollerle birşeyler anlatmaya çalışır, tabii anlayana ya da anlamak isteyene...

Müyesser Yıldız, odatv.com.’daki yazısında bu konuyu incelerken şu bilgileri vermişti:
“Resmen 1920’de kurulsa da kökleri 1900’lerin başına gidiyor. O zamanki adı “Yuvarlak Masacılar”dı. İsrail devletinin kuruluşuna öncülük eden, Osmanlı’yla, Orta Doğu’yu ilk parçalayan Sykes–Picot haritalarını çizen ve Sevr’i yapan bu masaydı.

İlk yöneticileri de Paris Barış Konferansı, açıkçası Sevr’i hazırlayan ekipten şu iki isimdi; İngiliz Propaganda Bakanlığı’dan Robert Cecil ve siyasi-istihbarat bölümünden Orta Doğu uzmanı, halen Ermeni soykırım iftiralarına dayanak yapılan Mavi Kitap’ın editörü Arnold J. Toynbee…

Sonradan resmi bir kuruma dönüştürülüp, “Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstütüsü” adını aldı.
O günden beri de dünyanın sorunları ve doğabilecek krizlerin tartışılıp, yönlendirildiği ilk adres oldu.
Türkçesi, bir düşünce kuruluşundan çok, dünyaya yön veren bir merkez…
İkinci önemli özelliği de Exeter Üniversitesi’yle bağlantısı.
Abdullah Gül ve Fehmi Koru’nun eğitim gördüğü bu üniversitenin, İngiliz istihbarat servisiyle bağlantılı olduğu öne sürülmüştü. Exeter, 2006’da Gül’e, 2007’de de İKÖ Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu’na doktora payesi verdi.

Chatham House’dan 1 yıl sonra ABD’de de CFR-Dış İlişkiler Konseyi kurulur. CFR için, ‘Chatham House’ın kızkardeşi’ denir.”

Yapılan toplantıların içeriğinin gizliliği ve konuşanların ifadelerinin dokunulmazlığıyla ilgili, “Chatham House Kuralları” olarak bilinen kurallar nedeniyle bu yuvarlak masa toplantısının içeriğinin ne olduğu konusunda bilgimiz yok, elimizde sadece not almakta olan Figen Yüksekdağ fotoğrafı var.

Gerçi İngiliz Daily Telegraph gazetesi Şubat 2011'de Wikileaks belgeleri arasında, kapatılan DTP'nin eski başkanı Ahmet Türk’ün İngiltere’de Chatham House düşünce kuruluşunda katıldığı bir yuvarlak masa toplantısı sırasında yaptığı konuşmanın içeriğini yayımlamıştı. ABD’nin Londra Büyükelçiliği’nden Ankara’daki büyükelçiliğe ve Adana’daki konsolosluğa gönderilen 27 Nisan 2009 tarihli gizli belgede, bir hafta önce yapılan ve çoğunlukla Türk dinleyicilerin katıldığı yuvarlak masa toplantısında Türk hükümetinin DTP’nin seçim başarısına ve PKK’nın o dönem aldığı eylemsizlik kararına baskıyla yanıt vermesini kınadığı belirtilmiş. Belgeye göre konuşmasında DTP’nin Kürt sorununa barışçıl bir çözümü desteklediğinin altını çizen Türk, azınlıkların haklarını tanıyan yeni bir anayasa çağrısı yapmış. Belki birkaç yıl sonra Figen Yüksekdağ'ın katılmış olduğu Chatham House yuvarlak masa toplantısında konuşulanlar da yayımlanır ama ne konuşulduğunu tahmin etmek güç değil, Ahmet Türk'ün toplantısının devamı niteliğinde olduğu çok açık.

Birleşik Krallık Parlamentosu'nda bir dizi diplomatik temaslarda bulunan Yüksekdağ,  İngiltere eski Adalet Bakanı ve şimdiki Güvenlik Komitesi Başkanı Dominic Grieve ve Dış İlişkiler Komite Başkanı Crispin Blunt ile görüştü. Bu görüşmenin sonrasında da Muhafazakar Parti'nin Kürt Milletvekili ve Dış İlişkiler Komitesi Üyesi Nadhim Zahawi ile yan yana gelen Yüksekdağ'ın programında, Liberal Demokrat Parti Lordlar Kamarası Lideri Lord William Wallace ve Dış İlişkiler Sorumlusu Tom Brake randevuları da vardı.

Ayrıca Yüksekdağ'ın, Parlemento İnsan Hakları Komitesi Koordinatörü Nicole Piche, İşçi Partisi Genel Sekreteri Iain McNicol, İşçi Partisi Eski Genel Sekreteri Baroness Margaret Mcdonagh, Milletvekili Joan Ryan ve Milletvekili Siobhain Mcdonagh, Avrupa Sosyalist Partisi Başkan Yardımcısı Baroness Jan Royall ve Karma Parlemento Türkiye Grubu Başkanı Milletvekili Fabian Hamilton ve Lord Michael Cashmen ve İşçi Partisi Milletvekili Kate Osamar gibi isimlerle de bir araya gelmesi planlanmıştı.

İngiliz Parlamentosu çatısı altında Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin katillerini kesin bir dille saptayıp İngilizlere ihbar eden HDP eşbaşkanı Yüksekdağ, Partisinin dünkü grup toplantısında bu defa TBMM çatısı altında, Diyarbakır'daki Fatih Paşa (Kurşunlu) Camii'ni devletin bombaladığını söyledi. Grup toplantısında "Ama yalanda sınır yok. Biz bunlara çok yabancı değiliz  Sur'daki gençlerin helikopteri var. Onlar yakmıştır derlerse şaşırmayın." derken polis de cami'nin töriristler tarafından nasıl yakıldığının görüntülerini yayınlıyordu.  Yalanda sınır tanımayan Figen Yüksekdağ,  bir kez daha yakalanıyordu.

 

Figen Yüksekdağ Chatham House Yuvarlak Masa Toplantısı

https://www.facebook.com/media/set/?set=a.319535594837107.1073741844.245590575564943&type=3

Figen Yüksekdağ İngiliz Parlamentosu'nda Panel

http://ceftus.org/2015/11/23/rwca-ceftus-and-kurdish-progress-public-forum-with-hdp-co-chair-figen-yuksekdag/

Çağdaş Ulusal Çizgi

Dicle Eroğul






FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
YUKARI