Bugun...


Dedeleri suçlanan CHP milletvekilleri suskun!..
Tarih: 18-11-2014 18:41:30 Güncelleme: 18-11-2014 18:41:30 + -


Dersim tartışmaları CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu'nun CHP adına canlı yayında özür dilemesiyle başka bir boyuta taşındı. CHP'nin suçlamaları kabullenmesi anlamına gelen bu gelişmede aynı zamanda dedeleri suçlanan CHP milletvekilleri Faik Öztrak ve Gülsüm bilgehan susmayı tercih ediyor.

facebook-paylas
Tarih: 18-11-2014 18:41

Dedeleri suçlanan CHP milletvekilleri suskun!..

DEDELERİ SUÇLANIYOR, ONLAR SESSİZ..

Cumhuriyet tarihi ile yüzleşiyoruz denilerek, AKP iktidarı ve HDP  "Dersim'de katliam yapıldı" "CHP özür dilensin" isteğinde bulunuyordu. CHP Başkan Yardımcısı sıfatı ile "CHP adına  konuşuyorum" vurgusu yapılarak, Sezgin Tanrıkulu Dersim için özür dilemesi ile birlikte,  "Dersim ayaklanmasının bastırılması sırasındaki kayıplar, " CHP tarafından da " katliam"  kabul edildi.

DERSİM ÖZÜRÜNÜ DİLEYEN CHP GENEL BAŞKANLIĞI ..

Sezgin Tanrıkulu açıklamasında "Kılıçdaroğlu'nun Dersim mağduru olduğunu ve bu sebeple özür dilemediğini açıklarken, "burada olmam kendisinin bilgisi ve onayı iledir" diyordu.  Yani Dersim özürü CHP Genel Başkanlığı tarafından sahiplendiğine işaret ediyordu. Sahiplenmenin bir diğer göstergesi Sezgin Tanrıkulu'nun açıklamalarına bir düzeltme yapılmamış olmasının yanında, CHP Genel başkan yardımcılığını sıfatını hala kullanmakta olmasından kaynaklanıyor.

DEDESİ SUÇLANAN CHP MİLETVEKİLİ..

Dedesi katliamcı olarak suçlanan ve CHP adına özür dilenerek bir anlamda bu durum kabul edilen dönemin Cumhurbaşkanı ismet İnönünü'nün torunu Gülsüm Bilgehan, CHP miletvekili sıralarında oturuyor. 

Dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün torunu Gülsü Bilgehan, Dedesi değil, Atatürk suçlanıyor açıklması yapmayı tercih ederken,  İsmet İnönü 'nün 1939'da cumhurbaşkanı olarak imza attığı harekat kararı bulunuyor. Aynı kararda İsmet İnönü ile birlikte CHP milletvekili Faik Öztrak'ın dedesi, içişleri bakanı Faik Öztrak'ın imzası bulunuyor.

 

 

DEDESİ SUÇLANAN CHP YÖNETİCİSİ

Cumhuriyetin kuruluş dönemindeki en önemli isyanlardan olan Dersim ayaklanması bastırılması konusunda, cumhuriyet hükümetleri çaba sarfederken, 11. hükümetin içişleri bakanı, CHP MYK yöneticisi Faik Öztrak'ın dedesi Faik Öztrak'tır...

Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, Sezgin Tanrıkulu'nun konuşması "CHP'yi bağlamaz, kendi adına konuşur" dese de, Sezgin Tanrıkulu'nun "CHP adına konuşuyorum" dediği açıklama ilk değil.. Faik Öztrak, Genel başkanı bu konudan muaf tutarak "Genel başkan "Dersim konusu AKP tarafından ortaya atıldı biz bu tuzağa düşmeyeceğiz." açıklaması yaptı. Biz tuzağa düşmeyeceğiz ve konuşmayacağız." diyerek susmayı tercih etti.

DERSİM TUZAĞINDA CHP..

AKP'nin CHP'ye saldırma konularının başında Dersim konusu geliyor. AKP-HDP sıralarından CHP tarihi üzerinden CHP'ye saldırılırken tarihimizle yüzleşiyoruz açıklaması ile içerde destek veren Yeni CHP'li milletvekilerine mikrofonlar açık..

Dersim konusunda çalışmaları ile tanınan Milletvekili Hüseyin Aygün, bu konuda Zaman gazetesine röportaj vermiş ve yaşananları "soykırım olarak nitelemiş ve Atatürk'ün bilgisi olmaması mümkün değildir diyerek " Atatürk'ü suçlayacak kadar ileri gitmişti. Yaşanan tepkiler üzerine Hüseyin Aygün susmuş anlaşılan o ki Aygün'den daha yetkili Sezgin Tanrıkulu konuşmacı seçilmiştir. 

CHP içine Kılıçdaroğlu tarafından taşınan ve en yetkili konumda konuşması sağlanan kişilerin yaptığı açıklamaların da Kılıçdaroğlu'nun bilgisi dahilinde olamaması mümkün değildir.

Ve bu şekilde, Dersim mağduru olduğunu açılayan Kemal Kılıçdaroğlu CHP'yi içeriden saldırıya maruz bırakırken, kendi tarihini de savunamayacak duruma düşürerek AKP nin yapmayı başaramadığı şeyi yapıyor. 

CHP Dersim Tuzağına düşüyor ama kendi içinden..

TUNCELİ'NİN ADI DERSİM OLSUN TEKLİFİ CHP'DEN..

Dersim tarışmaları üzerinden AKP'nin yapak istediği alevi açılııda 1. madde Tunceli'nin adının Dersim olarak değiştirilmesi. Ne acıdır ki; cuhuriyete karşı başkaldırının sembolü haline gelmiş Dersim adını Tunceli yapan CHP, Tunceli adını Dersim olarak değiştirile teklifini AKP'den önce meclise sundu. Tunceli milletvekilleri Kamer genç, Hüseyin Aygün ve Genel başkan yardımcısı Sezgin Tanrıkulu'nun imzası ile sunuldu.

 

İÇİŞLERİ BAKANI FAİK ÖZTRAK TUNCELİ İLE İLGİLİ MECLİSE BİLGİ VERİYOR..

2884 Sayılı Tunceli Kanunu’nun süresinin uzatılmasına ilişkin görüşmelerin yapıldığı 7 Temmuz 1939 tarihli Meclis görüşmeleri olmuştur. Bu görüşmeler sırasında dönemin Dâhiliye Vekili Faik Öztrak’ın ve diğer bazı vekillerin konuşmaları bu konuda en kapsamlı malumatı sunması açısından önemlidir. 

“Cumhuriyet, Dersimi seyyidlerin ve ağaların tahakküm ve tagallübü altında, Hükümet nüfuzundan uzak, Devlet kanunlarının tatbikatına silahla mukavemet eder, civarına yağma ve talan ile mütemadiyen zarar verir, kendi içinde daimi bir asayişsizlikle malul bir halde buldu ve bu hal dört yüz seneden beri böyle devam edip gelmiş idi”.

 

“Cumhuriyet idaresinin bu halin böyle devamına müsaade etmeyeceğini hisseden seyyidlerle ağalar cahil halkı istedikleri gibi emirlerine ram etmekten mahrum kalacaklarını anlıyorlardı. Bunun için Kocuşağı aşireti Şeyh Said isyanından sonra azgınlık gösterdi. 1926, senesinde hu hareket bastırıldı”. Öztrak’ın aktardığına göre, devlete karşı bu ilk isyanın ardından bazı önlemlerin alınması fikri ilk kez devletin zihninde oluşmuştur. “İkide birde tekerrür eden isyanların ve etrafa mütemadiyen vaki tecavüz ve tasallutların önüne geçmek ve Dersimde esaslı Islahata girişmek için oradan silahların toplanması lazım idi”.

 

 “1933 senesi yazında yapılan silah arama hareketi beklenen neticeyi vermedi ve anlaşıldı ki Dersim işinin katği ve devamlı bir surette halli için çok ciddi tedkikat yapmak ve esaslı surette işe başlayıp katği neticeyi alıncaya kadar ısrar ile çalışmak lâzımdır. Dersim’in bu şekilde ele alınmasını belirleyen de İsmet İnönü olmuştur. Öztrak’a göre, “bu lüzumu takdir eden o zamanın Başvekili ve bu günkü Milli Şefimiz şark seyahatlerinde bu işi tedkik ve çarelerini de tesbit buyurdular”.

 

 “1936 senesinde Yüksek Meclisçe kabul buyrulan 2884 numaralı kanunun büyük bir dikkat ve basiretle tatbikine girişildi ve bunun derhal tesiri görülmeğe başladı. Dersimin dahilî manzarasında büyük bir salâh göründü. Her sene civar vilâyetlere yapılmakta olan tecavüzler durdu ve Dersimin dahilî asayişinde de hayli salâh hâsıl oldu. Dördüncü umumî müfettişliğin bu isabetli icraatı Tunceli halkını huzura kavuşturdu. Hükümete itimada şevketti. Kısa bir zamanda Hükümete (788) silâh teslim ettiler. Mücrimlerin çoğu. Hükümete teslim oldular. Hükümet otoritesi Tunceli’nin her tarafında yerleşmek ve Devletin kanun ve nizamları, her tarafta hâkim olmak için muhtelif yerlerde nahiye ve karakollar tesisine girişildi ve bunlar bir birine telefonlarla, köprülerle bağlamağa başlandı.”

 

Ancak Hükümetin bu ciddî ve esaslı tedbirleri ağalara ve seyyidlere tegallüb ve tahakküm devrinin, çalışmadan halk sırtından geçinmenin, halka efendi olup onu esir gibi kullanmanın sona ermekte olduğunu anlattığı için bu zümre bir tecrübeye daha girmek istedi ve orman kanununun tatbikini halkı ifsad için vesile ittihaz eyledi. Filhakika bu ifsadkâr propaganda muvaffak oldu. 1937 senesinin martı içinde Şarki Dersim mıntıkasında Yusufan ve Bemenan aşiretleri nahiyeler arasındaki köprüleri ve telefon hatlarını tahrip ederek fili harekete başladılar. Bunlara Haydaran aşireti ile Seyid Rıza’nın aşireti olan yukarı Abbasuşağı aşireti de katıldı.”

 

“31 Aralık 1937 tarihinde Kalan mıntıkasında Mansur uşağı köyünde jandarmalarımıza ve Diztaş köyündeki jandarma karakolumuza tecavüzler vaki oldu. Bunun üzerine üçüncü ordu kıtaatının da iştiraki ile 1938 senesinde katği bir tedib (haddini bildirme) hareketine geçildi. Bu hareketin sonunda Koç ve Kalan mıntıkaları yasak bölge ilân edildi ve sakinleri Garbe naklolundu. Bunların iğinden isyanda temerrüd edenler sarp dağların arasında ve mağaralarda barınarak mukavemette ısrar ettiler. Hükümet de tedbirlerinde devam etti. Yolları, Hükümet konaklarını, mektepleri, karakolları, kışlaları, muntazam bir plan ve programla ikmal yolunu takib eyledi. Bu seneye kadar hal bu suretle devam ederek nihayet Koç mıntıkasında kalanların bir kısmı tenkil edilmiş ve bir kısmı da son zamanlarda Hükümete teslim olmuşlardır. Bu gün Dersimde Koç mıntıkası haydutlardan tamamen temizlenmiş bir hale gelmiştir.”

Konuşmasının daha sonraki kısmında bölgede yapılan bina inşaatları, köprüler, yollar ve memur ve subay evleri hakkında rakamlar verdikten sonra Öztrak kanunu neden uzatmak gerektiği hakkında bilgi vermiştir. “İstihsal edilen ve kısa bir zamanda ikmal edilecek olan neticenin yani Dersimde sağlam bir Hükümet nüfuzuna dayanan geçici değil, müstakar, daimî ve asla bozulmayacak olan nizam ve asayişin ebediyen takriri ve başlayan imar ve temdin işinin artık oralarda hiç kimsenin yolunu şaşırmasına imkân vermeyecek derecede genişleyip kökleşmesini temin arzusudur. Burada geçici bir idare değil, müstekar ve medenî bir Devlet teşkilâtı vücuda getirmek noktasından, Tunceli kanunun bu güne kadar verdiği müsbet neticeyi, yani bozulamaz ve geri dönülmez fikrini tam olarak verinceye kadar idame etmek lâzımdır fikrindeyiz.”

Kanunun verdiği geniş yetkileri Devletin hassas bir şekilde kullandığının da altını çizmiştir. “Tunceli kanunu vazifedarlara çok kuvvetli salâhiyetler vermiş olmasına rağmen bu salâhiyetlerin en büyük dikkat ve itidal ile ve daima yerinde kullanılmış olduğunu iftiharla huzurunuzda arz ederim.” Bütün bunlardan elde edilen sonuç ise tam istenildiği gibidir. “Düne kadar Hükümet otoritesinin ve nizam kuvvetlerinin nüfuz edemediği bir mıntıka bu gün küçük bir parçası müstesna olmak üzere, emniyet ve huzura kavuşmuş, seyyidlerin ve ağaların zebunu ve esiri olmaktan kurtularak meşru ve adil bir Hükümet idaresinin nimetlerinden istifade eder bir hale gelmiştir.”

“Asırlık şekavet ve itaatsizlik yuvası olan Dersimi vatanın sakin ve nizama riayetli bir mıntıkası haline getirmek için aziz canlarını feda etmiş olan kahraman Türk çocuklarının hatırasını hürmet ve minnetle anmağı vazife bilirim. Bize bu neticeyi temin eden ordumuzun ve jandarmamızın kahramanca fedakârlıklarını, kendilerine büyük salahiyetleri kullanmak mesuliyetini tevdi ettiğimiz vazifedarların işlerinde gösterdikleri gayret ve basireti ve nihayet hepsinin yurda ve vazifeye bağlılıklarım takdirinize arz ederken büyük bir haz duymakta olduğuma inanmanızı rica ederim.”

Çağdaş Ulusal Çizgi

Neriman FİDAN

 






FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
YUKARI