Bugun...


Türkiye'de bağımsız milletvekilliği deneyimleri ve Bağımsız muhalefet
Tarih: 19-01-2015 23:00:00 Güncelleme: 19-01-2015 23:00:00 + -


9 Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve devrim tarihi Enstitüsünde yüksak lisans tezini " Türkiye'de bağımsız milletvekilleri" üzerine hazırlayan Uğur Nazlıoğlu, 2015 genel seçimlerine yaklaşılırken,Genel başkan otoritesi ile sessizleşen milletvekillerine karşı, bağımsız milletvekilleri ile etkin muhalefet olabilir mi sorusunun cevabını veriyor..

facebook-paylas
Tarih: 19-01-2015 23:00

Türkiye'de bağımsız milletvekilliği deneyimleri ve Bağımsız muhalefet

Türkiye'de bağımsız milletvekilleri ve bağımsız muhalefet..

Ulusal Kurtuluş Mücadelesi verilerek ve bir dizi devrimler gerçekleştirilerek kurulan Türkiye Cumhuriyeti, kurucu aklın ortaya koymuş olduğu modernleşme hamlelerine karşı oluşan tepkileri, dünya siyasetinde eşit ve müreffeh bir devlet olma gayretini ve Türk modernleşme tarihinden miras alınan tüm mücadele ve çatışma dinamiklerini de üstüne katarak günümüze dek taşımıştır. Bu durum zaman zaman siyasi krizlere sebebiyet vermiş, askeri müdahalelere yol açmış, rejimsel kaygılar yaratmış ve en nihayetinde ülke, politik olarak normalleşememiştir.

Bu sebepledir ki, on yıllardır yapılan her seçime, bu diğerlerinden daha önemli yakıştırılması yapılmış, seçmenler sosyo­politik kodlarıyla, duydukları kaygılar doğrultusunda merkez sol ve merkez sağda konumlanmış bazı partilerde, kerhen de olsa kümelenmiştir.

Bu siyasi konumlanış, oy oranı yüksek partiler tarafından çok zaman faydacı bir şekilde kullanılmış, oylarının konsolide edilmesi noktasında araçsallaştırılmış ve istikrar aracı olarak görülmüştür. Seçmende ortaya çıkmış olan bu yaklaşım öncelikle meclisin ideolojik çeşitliliğini engelmektedir. Ayrıca siyasi arenada var olabilmek, güçlü partilerle birlikte olunursa ancak mümkün olabilir çaresizliğini doğurmuştur.

Türkiye Cumhuriyeti seçimler tarihine baktığımızda bu genel yaklaşım bir çok dönemde görülebilir. Özelikle bölge ve ülke barajlarından ötürü oy oranı düşük partilerin temsiliyetlerinin mecliste sağlanamamış olması, farklı ses ve renklerin temsiliyetini eksik bırakmış, ayrıca iktidara karşı daha iyi muhalefet edebilme yollarını kapamıştır.

Genel tablo böyle olunca ve günümüzde istikrar kandırmacasıyla 12 Eylül dayatması %10'luk seçim barajının varlığı da göz önünde bulundurulunca, bağımsız milletvekilliği, çare olacak yöntem olarak belirmektedir.

Türk siyasal yaşamı siyasi açmaz dönemlerinde ve farklı seslerin temsiliyetinin meclise yansımadığı zamanlarda, fazlaca
bağımsız milletvekilliği örneklerine sahiptir.

Cumhuriyet'in kurulduğu ilk yıllardan itibaren özellikle Demokrat Parti iktidarına kadar CHP'nin “teşvikiyle” gayrimüslim bağımsız milletvekilleri meclise girmiştir. Çeşitli dönemlerde Aleviler, son döneme kadar Kürtler, meclis temsiliyeti için bağımsızlığı tercih eden gruplar olmuşlardır. Ayrıca çarpıcı örneklerden biri, seçilmemiş olsa da 1946 seçimlerinde Demokrat Parti Bursa 3. sıradan ama bağımsız olarak aday olan sosyalist önderlerden Mehmet Ali Aybar'dır. ( Çok uzun zamandır tercih edilmeyen ve alışık olmadığımız bağımsızlık örneği olarak parti listelerinden bağımsızlık, özellikle 1946 – 1965 seçimleri arası oldukça tercih edilir bir bağımsızlık örneğidir. )

Örnekleri çoğaltmak ve detaylandırmak oldukça mümkündür.
Siyasal partiler kanununun genel başkanları fazlaca güçlü kılması, milletvekillerini o oranda pasifleştirmiştir.

Bazen seçim barajlarını aşmanın yolu olarak tercih edilen bağımsızlık, bazı zaman da özgür ve etkili bir muhalefet edebilme aracı olarak tercih edilmiştir. 24. dönemde oluşan meclise, baraj psikolojisi ve rejimsel kaygılardan doğan, kerhen atılmış
oylarla, temsiliyetin oldukça yüksek olarak yansımış gibi gözükmesi ciddi siyasi bir yanılgıdır. 24. dönem meclisindeki vekillere bakıldığında, genel siyasi refleks ve görüş olarak incelenirse, uzun zamandır görülmemiş bir renksizliğin hakim olduğu dikkati çekecektir. Ayrıca etkili muhalefet ve bir ideolojinin temsiliyeti niceliksel bir olgu değildir.

Etkili muhalefet zaman zaman tek bir kişiyle de gerçekleştirilebilecek bir durumdur.

1965 seçimlerinde TİP listesinden bağımsız seçilen Çetin Altan'ın, az sayıdaki TİP milletvekiliyle birlikte, etkili bir muhalefet yarattığı gerçeği dikkatle incelenmesi gereken bir örnektir.

Bağımsız milletvekili seçilebilmenin bazı hukuki ve siyasi zorlukları içerdiği doğrudur. Ancak başarılabilirse Türk demokrasisini güçlendirip zenginleştireceği kesindir.

Bağımsız adayın toplum tarafından geniş bir destek bulması, meclis dışındaki toplumsal muhalefeti de canlandırmada etkili olacaktır. Dolayısıyla parlamentoya giren seçilmiş bağımsız adaylar, meclis dışı muhalefet odaklarıyla iletişimini güçlendirmesiyle başarısının artacağı gibi arkalarında hissedecekleri toplumsal güç mecliste daha etkin bir muhalefet ve demokrasi mücadelesi vermesini sağlayacaktır.

Uğur NAZLIOĞLU






FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
YUKARI