Bugun...


Kürt isyanları ve laiklik
Tarih: 12-02-2015 12:01:17 Güncelleme: 12-02-2015 12:01:17 + -


Gerici-feodal düzenin devamı için ayaklananlar laik olabilir mi? Bölgedeki aşiret ve ağalık düzenine dayananların Anadilde eğitim adı altında yürüttüğü taleplerin, laik seçmenle buluşturulmaya çalışılmasına tanık olyoruz. Şimdi bize diyorlar ki, laikliği korumak için bölgede feodal düzene hayat vermeye çalışan PKK terör örgütü uzantıları ile ittifak yap!

facebook-paylas
Tarih: 12-02-2015 12:01

Kürt isyanları ve laiklik

BÖLGEDE GERİCİ -  FEODAL DÜZENİN DEVAMI İÇİN AYAKLANANLAR..

PKK terör örgütünün de sahiplendiği ve referans gösterdiği "Dersim ayaklanması - Seyit Rıza öncülüğündeki isyan" ve "Şeyh sait ayaklanması" cumhuriyetin getirdiği eşit yurttaşlık düzenine karşı ağalıklarını sürdürmeye çalışan "feodal düzen ayaklanmalarıdır."

Bölgelerinde kurdukları feodal , gerici derebeylik düzeninde devam etmeye çalışan bu aşiretlerin bağı sadece etnik değil, kullandıkları ünvandan da anlaşıldığı üzere dinsel - cemaat bağlarına dayanmaktadır.

Laiklik savunucusu Hüseyin Aygün'ün da vurguladığı gibi, gerici ayaklanmanın lideri "seyit Rıza" onların "piri"dir.
Seyit Rıza, geçtiğimiz günlerde Kılıçdaroğlu'nun kendisinin de olduğunu iddia ettiği "peygamber soyundan gelme" "Seyit ünvanını kullanan ve dini duyguları sömüren cemaat liderinden başka birşey değildir.

Aynı zamanda dini kisve kullanan bu gerici ayaklanmanın temsilcilerinin, laik ve çağdaş topluma, "laiklikte" müttefik olarak taktim edilmesi tam bir aldatmacadır.

Aslında , eşit yurttaşlık hakkını cumhuriyetle yakalamış olan özellikle Aleviler ve kadınlar, bu algı operasyonu ile kendi "eşit yurttaşlık talebi aldatmacasının"gerisinde, feodal düzen kölesi haline getirmektedirler..

Sünni cemaat örgütlenmelerine, Alevi cemaat örgütlenmeleri ile karşı durmak

MEZHEPSEL KIŞKIRTMANIN DİĞER YANI

Alevilerin cumhuriyet ve Atatürk'le bağı Cumhuriyetle eşit yurttaşlığı kazandıklarının bilincinde olmalarından kaynaklanmaktadır. Devletin himayesine gerek duymadan kendi geleneksel birikimlerini, Alevi küültürel mirasını yaşatmak üzere kullanmış olan Alevi toplumu cemaatleştirmek üzere ciddi bir çaba sarfediliyor.

Alevilerin Atatürk'le bağlarını kopartmak ve kendi varlıklarına aykırı siyasi oluşumlara devşirilmek üzere "sivil toplum örgütlenmesi" adı altında Alevi cemaat örgütlenme"leri de devşiriliyor.

BİZ DE CEMAAT ÖRGÜTLENMESİ YAPACAĞIZ..

Yeni CHP Kadın kollarının genel başkanı Hilal Dokuzcan nasıl bir çalışma götüreceklerini göreve başladığı zaman işaretini verdi." biz de cemaat örgütlenmesi yapacağız."

Yeni CHP kadın kollarının da dahil olduğu bu "yeni cemaat" örgütlenmesi, Aslında yeni Türkiye için planlanmış "etnik - mezhepsel ayrılıkların-farklılıkların" beslendiği, körüklendiği Ortadoğu tipi parçalı bir modele doğru sürüklenilmesi ile çok ilişkili. Sorduğunuz her soruya, getirdiğiniz her eleştiriye  "sen alevilere karşı mısın" diye cevap veren ve İzmir'de bile "Dersim'li bir il başkanı" bulan bu örtgütlenme modelinin ne olduğu yaşananlarla ortada..

ÖZERKLİK VE ANADİLDE EĞİTİM..

Aslında CHP'yi dönüştürmek için CHP'ye katılan ve CHP'nin yönetim katında rağbet gören bu yapının en önemli argümanı "özerklik ve anadilde eğitim". 

"CHP,  tek ulus tek dil monoloğunu bırakıp, CHP çok dil ve çok ulusu savunmalıdır " diyen Hüseyin Aygün, Alevilerin bu sürece dahil olmasını sağlayan en önemli siyasi figür. Dersim isyanının hesabı peşinde koşan ve Kürt isyanları arasında olduğu halde, alevi açılımının içine özellikle sokulan "Dersim isyanını alevilere dönük bir katliammış" gibi lanse eden bu siyasi görüşün himayecisi elbette ki "Dersim katliamı mağduru olduğunu açıklayan" Kılıçdaroğlu. "Ben Dersim'li Kemal. özerkliği mutlaka getireceğim" diyerek CHP'nin içinde Dersim isyanı bayrağı taşıyan Kılıçdaroğlu..

Çok dil , Çok ulus talebinde bir diğer önemli isim, Lazlar için Laz enstitüsünü kurulmasını öncülük eden  ve siyasal islamcı gelenekten gelen  Mehmet Bekaroğlu..

Parti yönetiminin yeni politikalarının en önemli misyon temsilcisi ve sonunda CHP'yi PKK ile müzakere süreci destekçisi yapmayı başaran Sezgin Tanrıkulu bu talebin CHP içinden destek ve himaye görmesini sağlıyor.



CHP'nin katılımcı yapıldığı bu etkinliklerde,  bu söylemin genel CHP kitlesinin sahiplenmesine de bu isimler aracılık ediyor. Üstelik CHP'nin katılımı ile olağan koşullarda kitlesel destek bulamayan bu etkinlikler, kitlesel destek gücüne ulaşıyor.

ANADİLDE EĞİTİM FEODAL DÜZEN ÇAĞIRICILARININ TALEBİ..

Aslında Anadilde eğitim talebi, feodal düzenlerini özerk yönetimle yaşatmak isteyen feodal düzen çağırıcılarının talebi olduğu açıktır. Anadilde eğitimle, özerk bölgelerde,Çağdaş eğitimle bulaşamamış, Anadilde eğitimle yetişmiş bir kuşağın nasıl olacağını anlamak için "özerk bölge Cizre"'den gelen fotoğraflara bakmak gerekir.

" Türkiye Cumhuriyetinin yurttaşı olmaktan kaynaklı" eşit haklarını kullanmaktan alıkonulmuş, eşit şartlarda yarışa giremeyen bir kuşakla Cizre'de tanışıyoruz. "

Ortadoğu'yu aratmayan görüntülerin yaşandığı, çocukların Türkiye Cumhuriyeti devletini simgeleyen herşeye düşman yetiştirildiği, asker taşlamanın oyun haline getirildiği, Ortadoğu bataklığından çocuk cenazelerinin dönüğü Cizre'de hayat "kurulmak istenen düzenin çağdaş bir model olmaktan  ne kadar uzak olduğunu" da gösteriyor.

"Türkçe eğitim alması, Türkçe konuşması" yani bu ülkede yaşayan bir vatandaşın en temel alaması gereken nitelikli eğitim ve eşit yurttaşlık hakkını engelyerek kendi feodal düzenlerini kuranların, Cizre'ye kazandırdığı en önemli şey "çocuk mezarlığı".. Geçtiğimiz günlerde HDP milletvekili Levent Tüzel Cizre'deki bu dram'a dikkat çekti.

Türkiye Cumhuriyetinden koparılmış bu özerk bölge, feodal düzenin kuşatmasına en önemli örnek..

ÇOCUKLAR VE KADINLAR OLDUĞU GİBİ DİN DE ARAÇ..

PKK'nın dinin etkinliğini keşfetmesi ve bunu kullanmaya başlaması bölgedeki geleneksel bağlarından dolayı yeni değil.

Aşiret ağalarının etkinliklerini dinsel ünvanla güçlendirdiği, derebeylik düzenine dayanan PKK'nın temsilcilerinin meclis çatısı altındaki eylemleri de buna uygun.
Anadilde eğitimle, feodal düzeni geri çağıranların, laiklik eyleminde boy göstermesi bu sebeple oldukça ilginç bir durum. PKK'nın geleneğindeki siyaset - din ilişkisine bakacak olursak, laiklik gündemlerinde olmadığı ve dini, çocuk ve kadınları kullandıkları gibi, bir araç olarak kullandıkları açıkça görülür. Hele ki siyasal islamın simgesi Türban konusundaki yaklaşımları, dinin kurmak istedikleri  düzendeki yerini  açığa çıkarmaktadır.
Türban tartışması yaşanırken meclise Sarı- yeşil Kırmızı renkli türbanla giriş yapan BDP (HDP)'nin siyasal islam kanadının en önemli temsilcisi Altan Tan.
Meclis kürsüsünden Atatürk ve Cumhuriyeti kuranlarla ilgili her fırsatta ağır sözler sarfeden Altan Tan, geçtiğimiz dönemde,  28 Şubat dönemindeki davaların düşmesi ile okullarda ve kamusal alanda türbanın serbest bırakılması için iki kanun teklifi verdi.  HDP de meclise türbanın girişini memnuniyetle karşıladı.

Cumhuriyeti yıkmaklta olduğu gibi, siyasal islamın simgesi Türban konusunda da AKP ile ortaklık yapan, HDP(PKK) İslam konferansı  düzenleyerek bölgede din konusunda AKP'yi yalnız bırakmayacağını ilan ediyordu.

Öcalan'ın da yönlendirmesi ile, Mayıs 2014'te Kürdistan Demokratik İslam Kongresi Diyarbakır'da yapıldı. Konferans Öcalan'ın mesajı ile açıldı.

1 Şubat'ta HDP'li Batman Belediyesinin himayesinde KESK'in de katılımcı olduğu Demokratik islam konferansı bu kanadın laiklikle ilgili bakışını gözler önüne seriyor.



Cumhuriyeti yıkarken, dini kullanma konusunda AKP ile yarışan PKK'nın temsilcisi HDP'yi, laiklik hassasiyeti varmış gibi, laiklere müettefik yapma gayreti, abesle iştigaldir.


YENİ ANAYASADA LAİKLİK YOK

Uluslararası destek ve himaye bulan Yeni Türkiye'nin yeni anayasasını yazan taraflar olarak AKP'nin başkalık ve şeriata dayalı rejimi engelleyecek güç HDP (PKK)'nın olmadığı açık görülür.

Tarafların tutumundan analşılan o ki; Yeni Türkiye'nin yeni anayasasında laiklik olmayacaktır.

PKK'nın ilgilendiği tek şey ise, bölgede kendi özyönetiminin oluşması için Özerkliğin verilmesidir.
"Al başkanlığı , ver özerkliği pazarlığı" ile yürüyen anayasa tartışmalarında, HDP(PKK)'nın mecliste temsil edilmemesinin yaratacağı AKP lehine bir kazanım yoktur. Aksine HDP'nin laik seçmen desteğini de alarak mecliste baraj geçecek bir etkinlikte temsil olanağına kavuşmasının " laik demokratik Türkiye cumhuriyetinin" tasfiyesinin hızlandıracağı açıktır.


Çağdaş Ulusal Çizgi
Neriman Fidan






FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
YUKARI